Deneydeki amaç, “korku” davranışının doğuştan mı geldiği yoksa sonradan mı kazanıldığını öğrenmektir. Bu yüzden kreşteki bir bebeğin ailesine ulaşılıp belirli bir miktar ücret ödenerek deney yapmak istedikleri açıklandı. Maddi imkansızlılardan dolayı Albert’in denek olarak kullanılması kabul edildi.
Deney başlangıcında Albert’a sunulan beyaz cisimler ona korkutucu gelmemekteydi. Beyaz fare verildiğinde korku reaksiyonu yerine gülme eylemi gerçekleştirmekteydi. Deneyin can alıcı kısmı gelmişti: artık Albert’a sunulan her beyaz cisim ve beyaz fare sonrasında çeşitli ürkütücü sesler verilmekteydi. Albert, beyaz fareye her dokunuşunda iki çekiç birbirine vurulup ürkütücü bir ses çıkarmasına ve korkmasına sebep oluyordu. Uyarılar uzun süre devam ettikten sonra artık Albert, beyaz gördüğü şeylerden korkmaya başlamıştı. bununla yetinmeyen Watson, çıtayı yükseltip bir gün Albert’i tuttukları odaya asistanıyla beraber beyaz sakal ve beyaz elbise giyip dalmıştır. Gözünde giderek ona yaklaşan beyaz bir şey fark eden Albert, durmaksızın ağlamaya ve titremeye başlamıştır. Ve deney sonunda korkunun uyarıcıya verilen şartlı tepki olarak sonuçlanmıştır.
Deney sonrası kimi yazılara göre Albert iyileştirilmedi ki zaten iyileştirilse de bu olaylar örgüsü bilinç altına yerleştiği için gelecekte bu kaygının onu nasıl etkileyeceği muallaktaydı. Kimi yazılara göre de aynı deney tekrarlandı ve Albert’a sunulan beyaz fareler ve cisimler ona güzel gelecek seslerle bağdaştırıldı ve dokunması sağlandı. Kimi yazılara göre de annesi, yapılan deneyden haberdar değildi ve Albert’i alıp kayboldukları açıklandı. gerçek olan şu ki denek olarak kullanılan bu bebek sadece 8 aylıktı.